Blog

TANGO TARİHİ

TANGO MUCİZEVİ BİR DANS VE KÜLTÜRDÜR

Tango marjinalliğin estetik bir ifadesidir.  Tango, 1880-1900 yıllarında yeni bir kültürel biçimin icadına varan özel bir simyadır. Buenos Aires ve Montevideo da dans, müzik ve şiir arasındaki sentez olan Tango karmaşık bir icattır. İnsanın, etnik, kültürel ve cinsel karışımı koşullarından doğmuş bir melezlik ürünüdür. Tango marjinalliğin estetik bir ifadesidir.

1970-1910 ARJANTİNDE DURUM NEYDİ?

Arjantin 1870-1910 yıllarında çelişkilerle dolu bir toplumdur. Meclisin ülkeyi geliştirmek için göç çağrısında bulunmasıyla yıllar içinde nüfusun yarısına yakını göçmelerden oluşur hale gelmiştir. 1900 lü yılların ilk yarısında, Arjantin nüfusunun 2/5 İspanyol 2/5 İtalyan 1/5 Fransız ve Afrikalı’ dır diyebiliriz. Yer yer kendi ayrıcalıklarının tehdit altında olduğunu düşünen yerleşikler, göçmenleri reddetmiş, nüfusun reddettiği göçmenler tangonun oluşumuna katılarak entegrasyonlarını göstermişlerdir. Yabancı statüleriyle birçok alanda men edilmiş göçmenlere kalan tek alan kültürel yaratılar olmuştur. Tango bu kültürel yaratımdan etkilenmiştir.  Arjantin ruhunun çeşit çeşit değişkenliği Tangoyu da evrimleştirmiş ve zamanla diğer kültürel etkiler de devreye girmiştir.

Tangunun tarihcesi hakkinda

KADIN, ERKEK VE TANGO

Rivayet söylenceye bakılırsa, Arjantin Tango liman mahallesinde yeşermiş, ama bölgedeki randevu evlerinde gelişmiştir. Sonraları benzer bir durum ABD de cazın çıkışında da yaşanıyor aslında. Tango kadınların çok az olduğu bir göçmen topluluğundan doğar. Bunun karşısında erkekler, sayıları çok az olan ve kusursuz dans eden, dolayısı ile çok rağbet gören ve acemileri küçümseyen, kadın dansçılarla dans edebilmek için, egzersiz yapmak adına kendi aralarında dans etmek zorunda kalırlar. 1903 tarihli “El tango crillo, Caras y Caretas” (yüzler ve maskeler)  fotoğrafında görülen bir sahnede bu örnek karşımıza çıkmış.

MILONGA, HABENARA VE TANGO

Tangonun doğuşundaki “erkekler arasında başlamış bir dans” savı yanlıştır, Her ne kadar karma çift en baştan beri mevcutta olsa, Tango da “cinsel yan” bulunmasının yanında, erkeğin adımları ile kadınların adımı farklıdır. Filmlerdeki o duygusal hikâyenin aksine tangoyu lokal halk icat etmiyor da denebilir. Tangonun kötü şöhreti sebebi ile silah taşıyan, yumrukları her an hazır ülkenin nino bien’leri,  gaupo-compadritolar (bıçakları hazır, fedailer), crillolar, yani Arjantide doğmuş yabancılar, melezler ve birde kötü yola düşmüş kadın arasında gelişiyor Tango. Yani ilk başta kavgacı bir tangomuz varmış denebilir. Başlangıçta birçok şiirde Tangoyu maço gibi de anlatılmışlık da vardır. Tabi bahsettiğimiz çıkış noktası milonga-tango. Birçok Tango müziği sözlerinde lunfatdo dili kullanılmıştır.

TANGO KELİMESİ NEREDEN GELDİ?

Tarih 1880, yer Buenos Aires Kelimenin kökeni hakkında, Afrika dili özentisi veya direk oradan geliyor denebilir. Tıpkı milonga sözcüğü gibi. Yazar, Ventura Lynch milonga compadrito’ lar tarafından candombe’ yle ve siyahlarla dalga geçmek için icat edildi der. Dans olarak Tangonun kökeni de milonga’dadır aynı zamanda da habenre’da diyebiliriz. Uruguaylı sosyolog Daniel Vidart’a göre Tango sözcüğü Afrika dilindeki Tambo (tanbur, davul) ya da tangir veya tocardan (dokunmak, bir enstrüman çalmak) geliyor olabilir der. Tulio Carella Latincede “Tango” fiilinin “dokunuyorum” anlamına geldiğini ve sözcüğün, anlamından önce XIX. yüzyılda birçok Afrika, hatta Japon diyalektinde var olduğunu hatırlatır.

TANGO DÜNYAYA NASIL YAYILDI?

Tango Paris ve Avrupa tarafından kabul gördüğünde bir meşrutiyet kazanır. Bunun üzerine tüm dünyaya yayılır. 1899 yılında, dans ve dans müziği olarak “Tango” anlamı İspanyol Kraliyet Akademisi Sözlüğü tarafından kabul edilmiştir.

O tarihlerde, Figürlü danslar grup halinde yapılıyordu. (vals-kontradans ve kadriller). Salonlardan dışlanmış alan ama aşağı mahallelerde çok değer verilen “kreol valsi” o dönemin çift dansının ana kalıbıydı. Tüm çift danslarında aynı ön adım ya da yan adımlardan oluşan bir dizi, sürekli tekrarlanıyordu. Kuralları sıkı sıkıya belirlenmiş grup dansları, Mazurka veya Vals eşitlikçi, hatta öz yönetimli bir dans olarak görülebilirken, Tango cinsiyet rollerini güçlü biçimde farklılaştırır. 1900 lü yıllarda ortaya çıkan birçok şey gibi (caz, çağdaş sanat v.s.) Tango da tek değişmez kural “doğaçlamadır”. Tango bir oyun, bir harekettir. Amerikalı aktör, şarkıcı ve dansçı, Carlos Vega, yalnızca media luna denen figürden sayısız figür yapıldığını göstermektedir. Tango da hiçbir öngörülmez. Tango sonsuz olasılıktır, önceden yazılmış bir şey yoktur. Tango, neşeli, olumlu, kışkırtıcı, cakalı, Tango-milonga’ da ifade bulan yaşama sevinci, 1926 yılında “Discepolo’nun deyimi ile sürekli gelişerek “hüzünlü düşüncenin dansı” olarak zamanla zenginliğini artırmaya devam eder.

Halk balolarında ortaya çıkan Tango, buralarda engellenince, Buenos Aires’in ve Montevideo’nun adı kötüye çıkmış mekânlarına girer. O dönemde fantango yapılıyordu. Düzenlenen balolarda işletmecinin gecelik ücret verdiği kadınlar, erkelerle tango yapmaya hazır bekliyorlardı. Ardından radevu evlerinde de tango yapılmaya başlamıştır. Milonguita Tango’su buna kanıttır.

PARİS’ TE TANGO 

1905 yılında Tango Paris’ e ayak basar. 1900 lü yıllarda Tango üzerine bir film Avrupa’yı dolaşır. 1913 yılında dönemin Papa’sına Tangonun kabul edilip edilmeyeceğine karar vermek zorunda kaldığında, İtalyan bir çift gösteri yapmıştır. Tango müsabakaları düzenleme fikri Arjantin’ e 1908 gelir. Tango müziğinde İlk kez 1898 yılında bir orkestra da “bandeneon” ortaya çıkmıştır. 1908 yılında kullanımı yaygınlaşır ve Tango müziği daha da zenginleşir. Dolayısı ile melodilerdeki duygu, doğaçlama da artar.

1900 yılların başında De Caro Tango müziğinde yenilik yapar, randevu evlerine yapılan tüm göndermeleri ortadan kaldırır. Tangoyu kibar salonlara uyarlar. Melodiyi bandaneon ve keman çalarken, diğer enstrümanlar ritmik varyasyonları sessizce geçer, kontrbas biçimsel tabanı belirler, piyano solistin yerini tutar.

Tangunun tarihcesi hakkinda
Tangunun tarihcesi hakkinda
Tangunun tarihcesi hakkinda

TANGONUN ALTIN ÇAĞI

Tangonun altın çağının özelliklerinden biri, şarkıcıların tangodaki yeridir. Özellikle Carlos Gardel’in sahneye çıkması ile Tango tüm dünyada daha büyük bir hızla sevilmeye başlar. Carlos Gardel, Tangonun tarihinde önemli bir evredir. Tüm dünyayı dolaşır. Her Arjantinli’nin hayali gibi o da Paris’e geldiğinde (1928 ve sonrası) verdiği konserlerle zaferler kazanır. Carlos Gardel küçük burjuvadan göçmen oğluna ve torununa dek her ortalama Arjantinli’nin özdeşleşebileceği mittir.

TANGO FARKI NEDİR?

Tango XX. Yüzyılın bir momentidir. Tango 1. Dünya savaşı sırasında ve takibindeki 1955 yılında Peron’un düşüşünden sonra otuz yıl boyunca birbirini izleyen askeri cuntalardan zarar görmüştür. Birçok müzisyen sürgüne mahkûm edilmiştir. Tango bir dans, bir müziktir. Bir iklim, bir ortamdır. Duyguların ifade tarzıdır. Bir şiir, Bir edebiyattır. Tango tiyatroda, sinemada hatta çağdaş dansta bir yer bulmuştur. Tango, farklı Avrupa ülkelerinin katkılarının bir sentezi olan valsten daha çok, üç kıtanın da dahil olduğu bir melezleşmenin ürünüdür. Afrika, Amerika, Avrupa.

Sürekli gelişen evirilen, yapıldığı toplumun kültürü ile sentezlenen Tango, günümüzde hangi zenginlikleri, hangi sosyolojik ve psikolojik edinimleri kapsar olmuştur? Kişisel olarak cevabım, bu konu Tango yapan her bireyin kendi içinde gizlidir, kalıbı ve kuralıda yoktur. Kime göre neye göredir ki duyguların hareke dönüşmüş halinin kuralı. Sevgiyle ve Tangoyla kalın.

Carlos Gardel
Tangunun tarihcesi hakkinda

Bazı terimler ve kaynakça hakkında;

Lunfardo, Buenos Aries argosu, 1860 dan beri polisler tarafından anlaşılmadan kendi aralarında iletişimde bulunmayı arzulayan hırsızların icat ettiği bir dildir. Göçmenlerin varlığı bu dilin gelişimini kolaylaştırmıştır. Bu dil Tango parçalarında yerini bulmuştur. Fandango, Genellikle üçlü ölçüde ve Portekiz ve İspanya kökenli canlı bir partner dansıdır. Geleneksel olarak gitar, kastanyet, def veya el çırpma eşliğinde yapılırdı. Crillo, Arjantide doğmuş yabancılar. Compadrito-Gaupo-Gaucho, külhan beyi, fedai, mezbahacı, ahırcı yada arabacı olabiliyorlardı. Arjantin ovalarındaki kırsal karakterler. Nino Bien, Mahallenin bıçkın delikanlısı. 

Kaynakça; Remi Hess-Tango, Jorge Luis Borges-Tango | ( ilker kutlu aktas, tango proyecto, istanbul tango kursu, dans kursu, tango )

ilker Kutlu Aktas

Architect | Tango Training Coach | Master Diver | Moderator | Vise and Operation Management, Event Specialist

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir